Çorba
İslamiyet öncesi Türklerde Çorba
İslamiyet öncesi Orta Asya’da Türkler, tahıl ürünlerinden umaç(oğmaç, omaç) adı verilen bir tür çorba yaparlardı. Bu çorbanın ana maddesi, genellikle yuvarlak kesilen erişte idi. Ancak bazen bunun içine et konulduğu da olurdu. Orta Asya’dan günümüze kadar gelmiş olan en önemli çorbalardan biri de tarhanadır. Önemli bir besin olarak tüketilen tarhana birkaç şekilde hazırlanırdı. Kışın hazırlanan ve Kurut denen bir çeşidinin içine bir tür peynir, tuz, un ve kurutulmuş et konulurdu.
Osmanlı Mutfağındaki Çorba Çeşitleri
Basılı ilk yemek kitabı Melceü’t-Tabbâhîn'de çeşitli çorba tarifleri vardır.[4] Bunlar:
- Nohut Çorbası
- Balık Çorbası
- Buğdaylı balık çorbası
- Tarhana Çorbası
- Terbiyeli Ciğer Çorbası
- Ekşili Çorba
Bulgur çorbaları
Düğürcük çorbası; Düğürcük bulgurun incesine verilen isimdir. Sabah çorbası olarak da bilinir. Bu çorba soğan ve domates salçası tereyağında kavrulduktan sonra ilave edilen sıcak suya bulgur katılarak yapılır.
Bulgur çorbası ikram edilirken peynirli dürümde bulundurulur. Dürümde çömlek peyniri kullanılır.
Yarma çorbası; yarmadan yapılır. Yaz aylarında çorbalık yarma hazırlanır. Daha çok soğuk içilmesi tercih edilir. Koyu ayran kıvamında hazırlanan yoğurda haşlanmış yarma, tuz ve taze nane ilavesiyle servis edilir.
Köfteli çorbalar
Dünyanın birçok yerinde yapılan, içine köfte konularak hazırlanan çorbalardır. Anadolu'da köfte kullanılarak hazırlanan birçok çorba çeşidi vardır. Malzeme olarak bulgur veya pirinçle hazırlanan köfteler yanında çorbanın çeşidine göre çeşitli sebzeler, yoğurt, baklagiller, çeşitli baharatlar, şehriye ve hamur kullanılır.